1.Chaonei No:81
Başta bir dil okulu olarak inşa edilen Chaonei daha sonrasında bir kiliseye dönüştürülmüştü, son sahibi ise 1949’da Çin Ulusal Parti yetkilisiydi. Binanın kökeni hala tam olarak bilinmiyor fakat son sahibi olan parti yetkilisinin yaşadıkları binayı çok daha korkunç bir hale getirdi. Adam eşini bu evde terk ettikten sonra Tayvan’ a kaçtı ve kadın bir müddet sonra üzüntüden bu evde kendini astı. Bu olaydan sonra binadan çeşitli sesler ve çığlıkların yükseldiğini duyan 3 inşaat işçisi bakmak için içeri girdiler fakat bir daha çıkamadılar. Mahalledeki herkes hala bu ruhun eve musallat olduğunu söylüyor ve o 3 inşaat işçisi haricinde bir kaç evsizin de buraya girdiği ve bir daha onları hiç kimsenin görmediği biliniyor. Yakın zamanlarda çekilmiş Popüler bir 2014 3D korku filmi olan The House That Never Dies orada çekildikten sonra Çinli gençlerin kentsel keşifleri için popüler bir site haline geldi.
2.Overtoun Köprüsü
Bir köprü düşünün ki; herkes tarafından “İntihar Köprüsü” olarak adlandırılıyor. Hikayesi ise hüzünlü olmasının yanında gizemini korumaya devam ediyor.
Overtoun köprüsü İskoçya’nın Batı Dunbartonshire bölgesindeki Milton yakınlarında bulunuyor. Gelelim o dönemin ulaşım yolu olarak kullanılan bu köprüyü bu kadar ünlü yapan olaya…
Köpeklerin, özellikle de uzun burunlu türlerin buradan atlayıp intihar etmesiyle ünlenmiş durumda. İlk bakıldığında köprü gayet normal görünüyor. Dönemini yansıtır şekilde gotik hatlara sahip. Fakat tarihte küçük bir araştırma yaptığınızda köprünün birçok köpek intiharına ev sahipliği yaptığını görüyorsunuz. Evet, bu köprüden geçen köpekler, kendilerini 15 metre yüksekten, hep aynı nokta ve aynı açıyla boşluğa bırakıyor. Hayvan Davranışları Uzmanı Dr. David Sands ise bu konuyu incelemek için Overtoun Köprüsüne gitmiş. Doktorun iddiasına göre; köprünün altında yaşayan vizonlar köpekleri sinirlendiren kokular yayıyor. Bu kokuya karşı koyamayan köpekler ise kendini kaybedip kokuya ulaşmak istedikleri için aşağıya atlıyorlar.
3. Bélmez Kasabası
1971 yılında başlayan olay, Belmez kasabasında yaşayan Maria ile Juan çiftinin evinde başlar. Çiftin mutfak zemininde bir leke ortaya çıkmaya başlar. Ertesi gün tekrar lekeye baktıklarında lekenin bir yüz şeklini aldığını görürler ve Maria lekeyi silmeye çalışır fakat leke hiçbir şekilde çıkmaz. Çift bütün demelerine rağmen lekeye çıkartamadıklarını anlar ve sonucunda zemini kırıp üzerine yeni bir beton dökerler ve bir hafta sonra aynı yüz bu betonda da belirir. Aile bu durum karşısında büyük bir dehşete kapılıp yeniden betonu parçalamaya karar verseler de yetkililer tarafından beton incelenmek üzere alınır ve götürülür, o sırada evde de inceleme başlatılır. Evin altında 1200’lere ait kafası olmayan yığınlarca iskelet bulunur. Bir türlü bu yüzlerin gizemi de çözülemez ve evin çeşitli bölgelerinde farklı yüzler ortaya çıkar.
Evin duvarında oluşan yüzler gün geçtikçe yüzler belirginleşmekte ve yüz ifadeleri değişmekteymiş…
Olayı ilginçleştiren yüz ifadeleri bakan kişilere göre değişmektedir. Bazıları gülümser gibi bakarken bazıları sinirli bakar. Araştırmacılardan biri de evde araştırma yaparken 4 farklı zamanda birinin ensesine dokunduğunu ve döndüğünde de bir karaltıyı gördüğünü söylemiştir.
4.Point Hicks Deniz Feneri
Robert Grace Christoferson isimli deniz feneri bekçisi bir gece esrarengiz bir şekilde ortadan kayboluyor ve uzun araştırmalara rağmen bulunamıyor. 1-2 yıl sonra yeni deniz feneri bekçisi gece fenerde tek başına görevindeyken merdivenlerden ayak sesleri geldiğini duyuyor. Oldukça yavaş bir şekilde yukarı çıkan bir adamın ayak sesleri… Sonrasında feneri gezmeye başladığında kapı kollarının parlatıldığını görüyor. O günden beri Christoferson düzenli olarak feneri ziyaret ediyor, ayak seslerini gelen ziyaretçilerden bazıları duymuş ve hala kapı kollarını parlatıyor. Gizemi hala çözülemedi…
5.Jazirat Al Hamra Kasabası
14. yüzyılda kurulan kasaba 1968 yılında bir anda terk edildi. Kasabada şu an 13 camii ve 300’ü aşkın ev bulunuyor. Kasaba sakinlerinin neden gittiklerine dair net bir bilgi bulunmasa da bunlardan en kabul göreni hayaletler tarafından kovulmuş oldukları. Kasabaya ziyaret giden kişilerin evlerin içinden inilti sesleri duydukları kaydedilmiş, kasabada yaşayan cinlerin de hayvan kılığına girip bir anda belirdikleri ve sonradan ortadan kayboldukları görülmüş.
6.Çığlık Tüneli
Dünyaca ünlü olan Niagara Şelaleleri yakınında bir tünel ve tünelin yakınında da bir çiftlik evi varmış, bir gece bu evde büyük bir yangın çıkmış. Yangın sırasında kaçan kız alev almış elbiseleri ile bu tünele doğru koşmaya başlamış. Kıyafetlerini çıkarmaya çalışan kız tünelin ortasında düşmüş ve orada ölmüş. Rivayete göre de gecenin bir vakti tünelin girişine gidip bir kibrit yakan kişiler alevin hemen söndüğünü ve tünelin içinden bir kız çığlığı geldiğini söylüyor. Bu tünele gidip bunu yapan çoğu kişi aynı olayı yaşadığını aktarmış.