Dyatlov Vakası, 1959’da Rusya’daki Ural Dağları’nda meydana gelen gizemli bir olaydır. Burada bu sıra dışı olayın arka planını, ayrıntılarını, ardındaki teorileri, resmi soruşturmayı ve sonuçları ele alacağız. Dyatlov Geçidi, Rusya’nın kuzeyinde, Sverdlovsk Oblastı’nda yer alan gizemli bir mevkidir. Bu bölge, 2. Dünya Savaşı sırasında askeri eğitim için kullanılmıştır. Geçit, sert iklim koşulları ve zorlu arazi nedeniyle ünlüdür. Eşsiz dağ manzaraları, ormanlar ve vadiler ile çevrilidir. Şiddetli fırtınalar ve yoğun kar yağışı bölgeyi çoğunlukla zorlu ve tehlikeli hale getirmektedir. Şimdi ise buraya adını veren gizemli olaya geçelim.

Dyatlov Vakası ekip lideri olan Igor Dyatlovun , Ural Dağları’nda zorlu bir yolculuk yapmak için 10 kişilik bir grup toplamasıyla başlamıştı. Ural Teknik Üniversitesinde okuyan bu gençler yeterince tecrübeli dağcılık kulübü üyeleriydi. Yolculuk, üzerine pek çalışma yapılmamış bir bölgeyde idi. İgor bir pilot ve bir jeologtan yardım alarak rotayı oluşturmayı başarmıştı. Yolculuk başladıktan bir süre sonra arkadaşları Yudi rahatsızlandığı için geri dönmek zorunda kalmıştı. Asıl yolculuk işte simdi başlıyordu.

Yol gittikçe zor bir hal almaya başlamıştı. Ölüm Dağı adı verilen Otorten Dağına vardıklarında ise çadırlarını tehlikeli bir bölgeye kurmak zorunda kalmışlardı. Hava şartları rahat hareket etmelerine izin vermiyor, yolu kaybetmemek içinde geri dönemiyorlardı. Bu onlarla ilgili alınan son bilgilerdi. 12 Şubatta gezi kulübüne çekilmesi gereken telgraf çekilmemişti. Bu durum başta çok önemsenmemiş, hava şartları ya da başka nedenlerden dolayı daha öncede olduğu gibi geç kalabilecekleri düşünülmüştü. Fakat 8 gün sonra aileler paniklemeye başlamış, yetkililere haber vermişlerdi. Üniversitenin gönüllü öğrencilerinden oluşan bir arama ekibi bölgeye gönderilmiş, 1 ay sonra ise sadece çadırlara ulaşılmıştı.

Çadırda çantalar, el fenerleri ve botlar bulunuyordu. Sonradan anlaşılan garip bir durum ise çadırın içerden yırtılarak açılmasıydı. Çadırın dışında ayak izleri bulunmuş, 10 metre sonrasında ise tüm ayak izleri bitmişti. Bir ay sonrasında ise bedenler yaklaşık bir buçuk kilometrelik bir alanda yapılan arama sonucu bulunmuştu. İlk bulunan 2 beden bir Sedir ağacının altında, 3 beden çadıra gidilen yolda donmuş halde bulundu. Yaklaşık iki ay sonra ise kalan 4 beden bir buçuk kilometre uzaktaki nehir yatağında bulunmuştu. Tüm eşyalarını çadırda bırakıp kaçmak zorunda kalmışlardı. Fakat bunun nedeni neydi..

Şüpheler ilk önce yerli halka, Mansi halkına yöneldi. Ölüm dağı Mansi halkı için kutsal bir yerdi. Bu durum insanların aklına kutsal Mansi alanına gelen öğrencilere öfkeyle saldırıldığını düşündürmüştü. Halkın büyük bir kısmı sorgulanmış ancak bir süre sonra halkın masum olduğu ortaya çıkmıştı. Halktan bir kişi o gece içinde gökyüzünde değişik ışıklar gördüğünü iddia etmişti. Bu konuyla ilgili bir sürü teori ortaya atılmış fakat hiçbiri Sovyet Rusya ya da ilgili kurumlar tarafından onaylanmamıştı. Rusların o dönemde gizli tutmaya çalıştığı roket denemeleri belki de yakın bir yerde gerçekleşmişti. Gençlerin kamerası incelendiğinde ise ilginç görüntüler ortaya çıkmıştı. Parlak bir ışık, yerde duran bir metal ve uçak benzeri bir cisim vardı. Fakat diğer resimlerde uçak benzeri cisim daha değişik şekillerde gözüküyordu ve kameraya daha yakın gözüküyordu.

Bazı teorisyenler onlara yakın bir yerde askeri bir test yapıldığını, görmemeleri gereken bir görüntüye tanıklık ettikleri için takip edildiklerini bunun sonucunda hayatlarını kaybettiklerini düşünüyorlardı fakat bölgede onlardan başka kimsenin izine rastlanmamış olması bu teoriyi çürütüyordu. Grup üyelerinin çadırı içerden yırtıp kaçmaya çalışması ise soru işaretleri oluşturuyordu. Uyku sırasında yanlarında getirdikleri soba sebebiyle yangın ya da duman sonucu çadırı yırttıkları düşünülüyordu fakat çadırın iç kısmında yanık belirtileri yoktu. Ayrıca duman ya da yangın olsaydı kontrol altına alabilir, ormana doğru koşmak zorunda olmazlardı. Çadırlarını açık bir yerde kurmaları ise biraz garipti fakat önceden de belirttiğimiz gibi başka çareleri yoktu. Ellerinde düzgün bir yol haritaları da yoktu. Arama ekipleri savcı tarafından yoğun bir şekilde takip ediliyor, önemli bazı yerlerin araştırılmasına engel oluyordu. Gençlerin otopsileri sırasında ise ilk bulgularda darp izlerine rastlanmamıştı. Dikkat çeken önemli bir nokta ise Savcılıktan emniyet araştırma görevlisi Vladamir Korotoyev in dikkatini çeken KGB görevlilerinin etrafta dolaşmaları, morga kendisi ve otopsi uzmanı dışında kimsenin içeri sokulmamasıydı. Dosyalarda tüm ölenlerin adli tıp raporları bulunuyordu. En ufak çiziğe kadar tüm detaylar bu raporlardaydı. İncelemelerde bazı doğal sebeplerden oluşan iç ve dış kanamalar, kan pıhtıları bulunuyordu. Sedir ağacının altında bulunun 2 ceset üzerindeki bulgular ise epey ilginçti.

İkisinde de sadece iç çamaşırları ve gömlekleri vardı. Doroshenkonun yanakları, sağ şakağından saçları yanmıştı. Krivonishenkonun kaval kemiğinde ise otuz bire on santimetre çapında yanık izi vardı. Rüstem Slovodiv´in kafatasında on santimetre çapında çatlak, beş cesette ise üçüncü ve dördüncü derece donma tespit edilmişti. Sonrasında bulunan 4 ceset ise bulunan diğer cesetlere göre daha kötü haldelerdi. Cesetlerin üzerinde bulunan darp izleri asla açıklanamıyordu. Nikolay Tribeaux´un otopsi raporu şu şekildeydi, kafanın sağ arka kısmında darp sonucu oluşmuş ve kafatasının ön kısmında göz altı bölgesine kadar devam eden ona yedi santimetre çapında ufalanmış kemik parçalı kırık. Kafatasındaki zedelenmenin çapı toplam 17 santimetre. Ölüm şekli kafatasının arka sağ kısmından aldığı darbe. Ölüm sebebi şiddet. Lyudmila Dubinina´nın otopsi raporu, kaburga kemiklerinden simetrik kırıklar sağdan 2,3,4,5 soldan 3,4,5,6 ve 7. kemikler kırık. Ölüm nedeni şiddet. Semyon Zolataryov´un otopsi raporu, sağdan göğüs kafesinin altından itibaren 2,3,4,5 ve 6.kaburga kemiklerinde kırılma. Ölüm şekli düşme, saldırı ya da savrulma sonucu göğüs kafesinin maruz kaldığı kuvvetli darp nedeniyle sağ kaburga kemiklerinde çoklu kırılma. Ölüm nedeni şiddet. Aleksandr Kolevatov´un ise üzerinde darp izleri yoktu. Kolevatov´un ölüm nedeni ise aşırı ısı kaybı olarak belirlendi. Bazı gençlerin dilleri ve gözleri yoktu. Sonrasında ise araştırmacıların dikkatini çeken bazı durumlardan dolayı gençlerin kıyafetleri radyoloji incelemeleri için laboratuvara gönderildi. Bunun sonucunda ise elbiselerin bazı yerlerinde yüksek değerlerde radyasyon ortaya çıkmıştı. Bazı yerlerin daha yüksek değerlerde çıkmasının nedeni ise beta ışınlarından kaynaklı olduğu ortaya çıkmıştı. Bir sürü teorinin olduğu bu davada ise son yapılan açıklamalar bilim adamlarının bu sırrı çözdükleri yönünde. Onlara göre bu olay çığ düşmesi sonucu gerçekleşmişti. Fakat bu durum çoğu insana inandırıcı gelmemiş, üstü kapatıldığı düşünülmüştür. Açıkçası bu olay çoğu kişi için hala gizemini korumakta…

 Dyatlov Geçidi Anıt Mezarı.

6 thoughts on “GİZEMLİ DYATLOV VAKASI

  1. Çok açıklayıcı , etkileyici ve merak uyandırıcı bir yazı olmuş … yazan ve hazırlayanın emeğine sağlık ..Diğer yazıları heyecanla bekliyorum .

  2. Merak uyandıran bilgilendirici güzel bir yazı diğer yazıları heyecan ile bekliyorum

  3. Bu sayfaya böyle yazıların gelmesine çok sevindim yazarın daha nice yazılarını heyecanla bekliyorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous post Göğüsleri cinsel organında büyüdü!
Next post Cumhuriyetimizin 100.Yılı Kutlu Olsun!🇹🇷